18 Kasım 2016

İç Döküş | Biz Millet Olarak Huniyi Takmışız

Bunun başka türlü bir ifadesi yok!

Gerçekten böyle bir tasarıyı geçirmiş olmak için siz, size oy verip oraya oturttuğumuz için de biz resmen aklımızı kaybetmiş olmalıyız. Başka bir açıklaması yok çünkü bu hastalıklı düzenin.

Sabah haberleri okuduğumdan beri öfke doluyum.

Sonra tanımadığım insanların çocuğumu sevmesine müsade etmeyince ben "soğuk nevale anne" yok eşimin de hakkını yemeyeyim, o da "ruhsuz baba" oluyor. Çok da umrumuzdaydı!
Nereden bilelim sen kimsin, nesin, pis misin, temiz misin?

Bunların hiçbiri olmasa bile, ben neden çocuğumun zihnine "tanımadığım bir kişi (kadın ya da erkek fark etmez) dokunabilir" algısını sokayım? Neden sebepsiz yere hiç tanımadığı bir insan tarafından yanağına, eline ya da ayağına dokunulmasına müsade edeyim?

Şahsen benim hiç tanımadığım biri gelip, "ay ne tatlısın?" deyip, yanaklarımı sıkmaya kalksa büyük sıkıntı çıkartırım.

Çocuğumun neden hoşuna gitsin ki?
Küçücük bir çocuk açısından da bakınca gayet korkutucu ve travmatik bir durum bu. 

Çocuklarınızı koruyun. Ayıp olmaz merak etmeyin. Olursa da olsun, hiçbir düşünce çocuğunuzdan daha önemli değil! Gülün, sinirlenin, söylenin ama çocuklarınızı komşu teyzenin, parktaki amcanın, duraktaki ablanın yani yoldan geçen birinin umarsızca sevmeye çalışmasına izin vermeyin!

NOT: 2 - 3 hafta önce dışarıda alışveriş yaparken, tezgahta çalışanlardan biri gelip kızımın yanağına dokunmak, tam tabiri ile "yanak almak" istedi. Elini uzatması ile benim araya girip aksiyon filmlerindeki gibi çocuğun elini savuşturmam bir oldu. "Uzaktan ve gözümüzle seviyoruz. Tanımadığımız çocuklara dokunmuyoruz" dedim. Bozuldu evet. Ne yapabilirim? Şu an ben o adamın yüzünü bile hatırlamıyorum  ama Dora ona izinsiz kimsenin dokunamayacağını gayet iyi biliyor. BUNUN AYIBI OLMAZ!



Bizim çocuklarımızı biz korumak zorundayız.

14 Kasım 2016

İzledim | Belgesel: Before the Flood

Before the Flood - Tufandan Önce



Yapım: 2016 - ABD
Tür: Belgesel
Süre: 96 Dak.
Yönetmen: Fisher Stevens
Yazar: Mark Monroe
Sunan ve Anlatan: Leonardo DiCaprio
IMDB Puanı: 8,4 / 10

Küresel ısınma ve iklim değişikliğini konu alan Amerika yapımı belgesel.

Fisher Stevens'ın yönetmenliğini yaptığı, 2016 yapımı belgeselin ilk duyurusu 9 Eylül 2016 tarihinde Toronto Film Festivali'nde belgeselin sunucusu ve yapımcısı Leonardo DiCaprio tarafından yapıldı.

Belgeselde iklim değişikliğinin ve dünyamızın geleceği üzerindeki etkileri tüm yönleri açıkça ifade edilmekle kalmıyor, akıl almaz örneklemeler ile adeta gözümüze sokuluyor. Fisher Stevens gidişatın vahametini sadece tek yönlü anlatmıyor ki; bence belgeselin en etkileyici tarafı da bu! İklim değişikliğinin doğa, su kaynakları, yeraltı kaynakları, insan sağlığı üzerindeki etkilerinin yanı sıra politik ve ekonomik sebeplerini ve de sonuçlarını görüyoruz. Yönetmen 360 derece işlediği bu konuda resmen "daha ne bekliyorsunuz bir şeyler yapmak için ey insanoğlu?!" diyor bize.




Belgeselin sunucusu ünlü Oscar ödüllü oyuncu Leonardo DiCaprio aynı zamanda Birleşmiş Milletler Barış Elçisi.  Aşağıda ise kendisinin 2014 yılında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Zirvesi'nde yaptığı konuşma yer alıyor. 




Bu konuşmanın da kesitlerine yer verildiği belgeselin çekimlerine Leonardo DiCaprio'nun baş rolünü üstlendiği The Revenant (Diriliş) filmi ile başlanmış. Kendisinin bu konuya karşı ne kadar hassas olduğunu bu belgeselin sadece sunucusu olması ya da yapımcılığını  üstlenmesi ile değil özel hayatında kullandığı hibrid araçtan da fark edebilirsiniz. (Sonuçta milyonlarca dolar kazanan bir oyuncunun, Toyota Hybrid kullanmasına her zaman rastlamıyoruz.)



Belgeselde sadece Leonardo DiCaprio ya da biliminsanlarını değil, Eski Amerika Başkanı Barack Obama, Papa I. Francis, Tesla Motor CEO'su Elon Musk ve ünlü yönetmen Alejandro Gonzales Iñárritu'yu da konu hakkında fikirlerini ve de endişelerini aktarırken izliyoruz. 



Papa I. Francis - Leonardo DiCaprio

Elon Musk - Leonardo DiCaprio

Barack Obama - Leonardo DiCaprio

Dünyanın gidişatı göz önünde bulundurulduğunda ise, Before the Flood yani Tufandan Önce ismini de oldukça yerinde ve ilgi çekici buluyorum.

Hikayeyi bilirsiniz. Tufan, birçok efsane ve/ya kutsal kitaba göre Tanrı tarafından insanları cezalandırmak amacı ile gönderdiğine inanılan bir felakettir. Nuh Peygamber kötülükten doğan kaos yüzünden bir gemi inşa eder ve tüm canlılardan birer çift alarak taşkından korur. Tufanın geleceğinin habercisi demir boynuzlu kök teke, yedi gün dünya çevresinde dolaşmış, acı acı melemiş, yedi gün boyunca deprem olmuş ve yedi gün dağlardan ateş fışkırmıştır. Tüm canlıların gemiye binmesinin ardından tufan olmuş ve gemi tüm tufana dayanarak ayakta kalmıştır.

Russell Crowe'nin baş rolünde Nuh Peygamberi oynadığı aynı adlı (Noah) filmini izlerken de aynı şeyi düşünmüştüm. Dünya kötüye gidiyor ve tufan yeniden gelecek.

Düşüncelerimde yalnız olmadığımı ise belgeselin ismini görünce anladım. 

İnanın, keşke dünya böyle olmasaydı da bu düşünce ile yapayalnız kalsaydım diye dilemedim değil.

Lütfen bu belgeseli izleyin.
Bebek adımları ile de olsa bir şeyler yapmak zorundayız.




Detaylı bilgi için:
https://www.beforetheflood.com/