30 Eylül 2014

30 Günlük Kitap Meydan Okuması | 14. Gün

Gün 14: Filmi çekilen ve mahvedilen kitap


Da Vinci'nin Şifresi



Dan Brown'ın akıcı kaleminden çıkan bu kitabı bir solukta okumuştum ancak filmden aynı tadı kesinlikle alamadım.

Tom Hanks Profesör Robert Langdon rolüne bürünememiş, karakter havada kalmış gibi bir his yaratmıştı bende. Audrey Tautou da nedense hayal dünyamda yarattığım Sophie Neveu'dan biraz uzak hatta tam tabiri ile "Fransız" kalmıştı.

Ben oturtamadım...
Belki kitabı okumasaydım daha çok keyif alabilirdim.

28 Eylül 2014

30 Günlük Kitap Meydan Okuması | 13. Gün

Gün 13: Favori yazarın kimdir?


Agatha Christie 



Agatha Mary Clarissa Miller Christie Mollowan (15 Eylül 1890 – 12 Ocak 1976), İngiliz yazar, popüler edebiyatın en önemli isimlerinden biri ve dedektif Hercule Poirot tipinin yaratıcısıdır. Mary Westmacott takma adıyla aşk romanları da yazmıştır. Ancak asıl ününü, yazdığı 80 dedektif romanına ve West End tiyatrolarında sahnelenen oyunlarına borçludur.
(Wikipedia'dan alıntıdır)

Babası Frederick Alvah Millet, Agatha henüz küçük yaştayken öldü. Annesi tarafından evde eğitilen küçük kız, yalnız bir çocukluk geçirdi. Küçük yaşta öyküler yazmaya başladı. 16 yaşında, şan öğrenimi görmek üzere Paris’e yollandıysa da kısa sürede bundan vazgeçti. Ciddi anlamda ilk edebi denemeleri, duygusal konuları ele alan öyküler oldu. 1914’te Albay Archibald Christie adlı bir albay pilot ile evlendi ve yeniden Fransa’ya gitti. Oradayken vakit geçirmek üzere okuduğu dedektif öykülerinin daha iyilerini yazabileceğini düşünerek ilk polis romanı olan The Mysterous Affair at Styles’ı (Styles’daki Esrarengiz Olay) yazdı. Kitap çeşitli yayınevinlerince geri çevrildikten sonra 1920’de Bodley Head Yayınevi tarafından kabul edildi. Styles, Agatha Christie’nin ilk Hercule Poirot’u romanıdır.

Agatha Christie 1926’da 11 gün boyunca kaybolur. Bütün aramalara rağmen bulunamaz. Arabası bir göl kenarında bulunur; ağaçlara çarpmış, bavulları dağılmış bir şekilde.… Amaç, bellidir; “Agatha Christie göle düştü” süsü vermektir. Sonra birden ortaya çıkar Agatha Christie. Ama hiçbir açıklama yapmaz. Kimlerine göre Agatha Christie geçici hafıza kaybına uğradı. Kimilerine göre, Agatha Christie kocasının sevgilisini öldürmek planları yapmak için bilmediği bir yere gitti. Sır, hala meçhul.

Hercule Poirot, zekası, espri yeteneği, keskin gözlemciliği ve Avrupalı inceliği ile seçkinleşen Belçikalı bir dedektiftir. Cinayetleri “küçük gri hücreler” dediği beynini kullanarak çözmesi ve bu arada da İngiliz yüksek sınıfının özel yaşamının saklı yönlerini ortaya dökmesi ile tanınır. Agatha Christie’nin arka arkaya yazmaya başladığı polis romanları Poirot tipine uluslararası ün kazandırdı. Yazar ayrıca Miss Marple adının verdiği bir tip daha yarattı. Sevimli bir yaşlı kız olan amatör dedektif Miss Marple da çok tutuldu. 1928’de ilk kocasından boşanıp Max Mallowan’le evlendikten sonra birçok ülke gezip görme fırsatı bulan Christie’nin romanları 1930’larda çoğunlukla uluslararası mekanlarda geçmeye başladı.

Hayranlarınca her kitabı beğenilmekle birlikte, Agatha Christie’nin edebi kaygılarla yazdığı bazı romanlar eleştirmenlerin de dikkatini çekti. On Küçük Zenci ise polis romanının klasikleri arasındadır. Agatha Christie, İngiliz töre romanı geleneğinde yazdığı polis romanları ile dünya edebiyatında kendine özgü bir yerin sahibi olmuştur.
Christie 1971 yılında, İngiltere'nin en yüksek onur ünvanı olan Britanya İmparatorluğu Kadın Komutanı ünvanını almıştır.Yazar, 12 Ocak 1976 yılında yaşama veda etmiştir.
(Altın Kitaplar'dan alıntıdır)

Her kitabını severek okuduğum bir çok yazar var ama hiçbiri Agatha Christie'nin polisiye zekası kadar hayranlık uyandırmayı başaramadı. Hala her kitabını tıpkı bulmaca çözercesine büyük bir dikkat ve özen ile okumaya özen gösteririm.

Şu ana kadar yazmış olduğu kitapları kronolojik sırası ile; 

1920 - Ölüm Sessiz Geldi / The Mysterious Affair at Styles
1922 - Gizli Düşman / The Secret Adversary
1923 - Dersimiz Cinayet / Murder on the Links also The Murder on the Links
1924 - Kahverengi Elbiseli Adam / The Man in the Brown Suit
1925 - Köşkteki Esrar / The Secret of Chimneys
1926 - Roger Ackroyd Cinayeti / The Murder of Roger Ackroyd
1927 - Büyük Dörtler / The Big Four
1928 - Mavi Trenin Esrarı / The Mystery of the Blue Train
1929 - Dört Neşeli Arkadaş / The Seven Dials Mystery
1930 - Ölüm Çığlığı / The Murder at the Vicarage
1931 - Sittaford Malikanesi'nin Gizemi / The Sittaford Mystery also Murder at Hazelmoor
1932 - Cesetler Ağlamaz / Peril at End House
1933 - Lord Edgware'yi Kim Öldürdü / Lord Edgware Dies also Thirteen at Dinner
1934 - Doğu Ekspresi'nde Cinayet / Murder on the Orient Express
1934 - Ceset Dedi Ki / Why Didn't They Ask Evans? also The Boomerang Clue

1935 - Üç Perdelik Cinayet / Three Act Tragedy also Murder in Three Acts
1935 - Ölüm Diken Üstünde / Death in the Clouds also Death in the Air
1936 - Cinayet Alfabesi / The A.B.C. Murdersalso The Alphabet Murders

1936 - Gece Gelen Ölüm / Murder in Mesopotamia
1936 - Briç Masasında Cinayet / Cards on the Table
1937 - Sessiz Tanık / Dumb Witness also Poirot Loses a Client
1937 - Nil'de Ölüm / Death on the Nile
1938 - Ölümle Randevu / Appointment with Death
1938 - Noel'de Cinayet / Hercule Poirot's Christmas also Murder for Christmas also A Holiday for Murder
1939 - Zehiri Kim Verdi / Murder is Easy also Easy to Kill
1939 - On Küçük Zenci / And Then There Were None also Ten Little Indians also Ten Little Niggers
1940 - Esrarengiz Sanık / Sad Cypress
1940 - İskemlede Beş Ceset / One, Two, Buckle My Shoe also An Overdose of Death also The Patriotic Murders
1941 - Ölüm Oyunu / Evil Under the Sun
1941 - N veya M? / N or M?
1942 - Cesetler Merdiveni / The Body in the Library
1942 - Beş Küçük Domuz / Five Little Pigs also Murder in Retrospect
1942 - Cinayet Reçetesi / The Moving Finger also The Case of the Moving Finger
1944 - Sıfıra Doğru / Towards Zero
1944 - Yılan İçini Döktü / Death Comes as the End
1945 - Şampanyadaki Zehir / Sparkling Cyanide also Remembered Death
1946 - Hollow Malikanesi Cinayeti / The Hollow also Murder After Hours
1948 - Şeytan Dönemeci / Taken at the Flood also There is a Tide...
1949 - Çarpık Evdeki Cesetler / Crooked House
1950 - Cinayet İlanı / A Murder is Announced
1951 - Bağdat'a Geldiler / They Came to Baghdad
1952 - Bayan McGinty'nin Ölümü / Mrs McGinty's Dead
1952 - Zarif Bir Cinayet Gecesi / They Do It with Mirrors also Murder with Mirrors

1953 - Cenazeden Sonra / After the Funeral also Funerals are Fatal also Murder at the Gallop
1953 - Porsuk Ağacı Cinayeti / A Pocket Full of Rye
1954 - Bilinmeyen Hedef / Destination Unknown
1955 - Üç Yanlış Üç Ceset / Hickory Dickory Dock

1956 - Sonuncu Kurban / Dead Man's Folly
1957 - 16.50 Treni / 4.50 from Paddington
1958 - Şahidin Gözleri / Ordeal by Innocence

1959 - Kapı Tekrar Vuruldu / Cat Among the Pigeons
1961 - Ölüm Büyüsü / The Pale Horse
1962 - Kırık Ayna (Ve Ayna Kırıldı) / The Mirror Crack'd from Side to Side
1963 - Ölüm Saatleri / The Clocks

1964 - Ölüm Adası / A Caribbean Mystery
1965 - Cinayetler Oteli / At Bertram's Hotel
1966 - Üçüncü Kız / Third Girl
1967 - Geceyarısı Cinayeti / Endless Night
1968 - Pembe Evdeki Ölü / By the Pricking of My Thumbs
1969 - Elmayı Yılan Isırdı / Hallowe'en Party
1970 - Frankfurt Yolcusu / Passenger to Frankfurt
1971 - Ölüm Meleği / Nemesis
1972 - Filler de Hatırlar / Elephants Can Remember
1973 - Kader Kapısı / Postern of Fate
1975 - Ve Perde İndi / Curtain
1976 - Uyuyan Ölüm / Sleeping Murder



30 Günlük Kitap Meydan Okuması | 12. Gün

Gün 12: Aynı anda hem sevip hem de nefret ettiğin kitap


Otomatik Portakal



Yazar: Anthony Burgess
Yayınevi: Bilgi Yayınevi (şu an İş Bankası Kültür Yayınları basın hakkına sahip)
Orijinal Dil: İngilizce
Çeviri: Aziz Üstel


Yine babamın kitaplığından alıverdiğim bir parça:)

Bendeki baskısı 1973 yılına ait olan ilk baskısı..  Kapak tasarımı bile hem ilgi çekici hem de irite edici değil mi?

Otomatik Portakal'ı okuduğumda hem nefret ettiğimi, hem tiksindiğimi, hem üzüldüğümü, hem de sevdiğimi hatırlıyorum. O kadar çok duyguya aynı anda büründüm ki; hem kitabı fırlatıp atmak hem de bir an önce bitirmek istemiştim.

Kitabın arka kapağından konusu....
Otomatik Portakal yaşantısını şiddet ve seks üzerine kuran bir delikanlı ile onu, beyni yıkanmış bir makine haline getirmek isteyen bir devletin romanıdır. Şiddeti yaşama yolu seçen insanla, şiddeti şiddetle önlemeye çalışan devletin karşılaşmasından ortaya çıkan korkunç bir dünya... Otomatik Portakal rahatsız edici, ürkütücü, öfkelendirici, kaygılandırıcı ama her şeyden önce "insanlığın durumu" üzerine düşündürücü bir romandır.

26 Eylül 2014

30 Günlük Kitap Meydan Okuması | 11. Gün

Gün 11: Nefret ettiğiniz bir kitap

Babam Öldüğünde Ağlamadım

Bu kitap için gerçekten zahmet edip de görsel falan araştıramayacağım.
Kitabın yazarı kadının yaşadıkları çok ağırdı ve ancak 4 sayfa okuyup, çöpe attım (gerçek anlamda). 
Üzgünüm.


25 Eylül 2014

30 Günlük Kitap Meydan Okuması | 10. Gün

Gün 10: Evi hatırlatan bir kitap

Mutfak Sesleri




Yazar: Pelin Ülger
Yayın Evi:Cinius

Bir ailenin 80'lerin sonu, 90'ların başında geçen mutfak hikayeleri...
Hikaye sadece anne, baba ve çocuk ilişkisinden ibaret değil. Amcalardan tutun kuzenlere, ananelerden tutun teyzelere, kayınpederlerden tutun eltilere kadar herkesin mutfak hikayesi var bu kitapta. O kadar samimi ve içten anlatılmış ki; ben kendimi çoğu zaman annemin mutfakta yemek yaparken dedikodu yaptığımız zamanlarda ya da geniş aile sofralarında buldum.

Leziz bir tat kaldı damağımda... 

30 Günlük Kitap Meydan Okuması | 9. Gün

Gün 9: Başlarda sevmediğiniz ancak severek okuduğunuz bir kitap

Tırpan

Yazar: Fakir Baykurt
Yayın evi: Remzi Kitabevi
8. Baskı / 1976

İlk başta çok sıkıldığımı sanmıştım ama sonunda Fakir Baykurt fenomeni olup çıktım.

Ankara'ya bağlı bir köydür Gökçimen. Bir tepenin eteğinde uzanır. Kızlarıyla nam salmıştır. Bu köyde, çayır çimenin yeşili kızların gözüne yansımıştır. Bu yüzden "göküş" olurlar. Biraz büyüyüp serpildi mi, birkaç altın akçaya yaşlı ve zengin adamlara verirler sorgusuz sualsiz.

Çocuk gelinleri anlatır bu kitabında Fakir Baykurt. Mücadeleyi, direnişi anlatır... hem de dili öyle kullanır ki; içinizin yandığını hissedersiniz adeta. İçinize işler acı ve öfke.

Hala da öyle değil mi sanki?

Fakir Baykurt diyor ki:
"Sanatta devrimci tavır, hayatı değiştirme tavrıdır. Kitaplarımız, bize ün sağlamak ya da kalıcı olmaktan önce, toplumu bu yönde etkilemek içindir. Hayatı değiştirme amacına yönelmemiş bir sanat, insanın bilinçlenmesine ve birleşmesine yardım edemez.
Bakıyorum, bazı arkadaşlar, kendini asan kızların öyküsünü yazıyorlar. Kızı, istemediği birine vermiş oluyorlar. Kurtulamayınca asıyor o da kendini. Eski öyküler de böyleydi. Ve hep böyle gidiyor. Bence bu, sanatta devrimci tavır olamaz.
Bir ulusun da bu kızlar gibi davrandığını düşünelim, ne olur sonuç?
Böyle olsak biz Ulusal Kurtuluş Savaşı'na giremezdik.
Vietnam halkı, saldırgan Amerika'ya direnemezdi..."

24 Eylül 2014

Filmekimi Başlıyor!

Ekim ayının en güzel habercisi "Filmekimi" bu yıl 11 - 17 Ekim tarihleri arasında gerçekleşecek.

23 Eylül 2014

30 Günlük Kitap Meydan Okuması | 8. Gün

Gün 8: Abartıldığını düşündüğünüz bir kitap


Yeni Hayat



Yazar: Orhan Pamuk
Yayın evi: İletişim Yayınları

Orhan Pamuk kitaplarını aslen çok sevmeme ve bir çok insanın beni topa tutacağını bilmeme rağmen... Yeni Hayat'ın çok abartıldığını düşünüyorum.

"Bir kitap okudum ve hayatım değişti." cümlesi ile başlayan kitap, benim detaylarda boğulmama neden olmuştur.

22 Eylül 2014

30 Günlük Kitap Meydan Okuması | 7. Gün

Gün 7: Seni güldüren bir kitap

The Devil Wears Prada / Şeytan Marka Giyer





Yazar: Lauren Weisberger
Yayın evi: Harper Collins Publishers

Orijinal ismi ile The Devil Wears Prada,  ülkemizde Şeytan Marka Giyer ismi ile Türkçe olarak satışa sunulmuş bu kitabı orijinal dilinde okurken o kadar gülmüştüm ki; tam da bu yüzden aynı ismi ile çekilen filminden sağlam bir hayal kırıklığı ile çıkmıştım.

Kitabın konusu yeni mezun Andrea'nın New York moda dünyasının en güçlü ve korkutucu kadını Miranda Priestly'nin asistanı olması ile başına gelen trajikomik olaylardır. Saf ve genç bir kadın olan Andrea, New York Runway Dergisi'ne -bir nevi kurtlar sofrasına- düştükten sonra kendini aşmak için elinden gelenin (ama içinden gelmeyenin) en iyisini yapmaya çalışacak ve okuyucuları bolca güldürecektir.






Önemli Not / İtiraf: Düğün dernek sezonu dolayısı ile dün yazamadığım için 6 ve 7. günleri aynı gün yazmak durumunda kaldım. 

30 Günlük Kitap Meydan Okuması | 6. Gün

Gün 6: Seni üzen bir kitap

Mavi Saçlı Kız 


Yazar: Burçak Çerezcioğlu
Yayın evi: Yapı Kredi Yayınları

1979 doğumlu kan kanseri hastası Burçak Çerezcioğlu'nun kısacık hayatının güncesidir bu kitap. Bu kadar hayata bağlı, sevmeye ve sevilmeye aşık bu kızın dünyasına bir gıdım olsa da dahil olmak hem mutluluk hem hüzün vermişti bana. 1997 yılında ilk baskısını okuduktan sonra şu an bile hislerim hala aynı tazelikte.

1992 - 1995 yılları arasındaki hayatını kendi dilinden ifade etmiştir sevgili Burçak. 

11 Mayıs 1995 tarihinde ise melek olup gitmiştir bu kokuşmuş, bu rezil dünyadan...

Mekanın cennet olsun Burçak Çerezcioğlu, bir kez daha Allah rahmet eylesin.


20 Eylül 2014

30 Günlük Kitap Meydan Okuması | 5. Gün

Gün 5: Seni mutlu eden bir kitap


Acı Çikolata

Yazar: Laura Esquivel
Orijinal İsim: Como Agua Para Chocolate
Orijinal Dil: İspanyolca
Çeviri: Havva Mutlu
Yayın evi: Can Yayınları

Tadı damağımda kalan kitap derler ya... İşte aynen odur kendisi. 
İspanyolca ile tanıştığım zamanlarda hocam tavsiye etmişti, o kadar merak etmiştim ki kitabı; kütüphaneden gidip orijinal dilini okumaya kalkmıştım. O zamanki İspanyolcam yeterli gelmeyince gerisin geri Türkçe versiyonunu okudum tabii. :)
Neyse... Ben konusunun yemek yapmanın ve ikram etmenin iletişim kurmanın yollarından biri olduğunu keşfeden aşık bir kadının samimi hikayesi olduğunu söyleyeyim, aşağıya da yayın evinin betimlemesini de okumak isteyenler için o halini de ekleyeyim.

Can Yayınları'nın dili ile konusu:

Yemek pişirerek, yemek yiyerek, yemekler aracılığıyla aşk ilanı, tinsel ve tensel iletişim gerçekleşebilir mi? Laura Esquivel, "Acı Çikolata" ile, içinde yemek tarifleri, aşk öyküleri ve kocakarı ilaçları bulunan bu romanla bu iletişimin gerçekleşebileceğini kanıtlıyor. Yüzyıl başlarında Meksika'da devrim, eski kolonyal toplumun son kalıntılarını temizlerken, aile geleneğine göre evlenmesi olanaksız, ama buna karşın Pedro'ya delicesine tutkun Tita, yemek yapmayı aşkının iletişim aracına dönüştürüyor. Laura Esquivel bu olanaksız aşkı yemek ve kocakarı ilaçları tanımlarıyla dile getiriyor ve sarsıcı, büyüleyici bir dille bu aşkın ezgisini yaratıyor; yarım kilo soğan, iki baş sarmısak, bir tutam fesleğen, romanın her satırından fışkıran yakıcı aşkın simgesine dönüşüyor. Yazarın ironik, neşeli ve yumuşak bir dili var; yaşam sevgisi ve tensel aşk bu dil içinde büyülü gerçekliğe bağlanıyor. 

19 Eylül 2014

30 Günlük Kitap Meydan Okuması | 3. ve 4. Gün

Gün 3: En sevdiğin kitap serisi hangisidir?
Gün 4: En sevdiğin kitap serisindeki en sevdiğin kitap hangisidir?

İnce Memed - Yaşar Kemal

Üzerinde çok fazla düşünmediğim sorulardan biri. Okuyalı belki bir 15 yıl oldu ama Yaşar Baba'nın bana hissettirdikleri üzerine saatlerce konuşabilirim.

Böyle bir toplum eleştirisini, karakter üzerinden toplum betimlemesini bir daha zor bulabilirsiniz.

Bendeki baskıları artık var olmayan bir yayın evine, Adam Yayınları'na ait. Siz düşünün ne kadar eski?
Belki de babamın kitaplığından alıp götürdüklerimden biri...

İnce Memed Serisi 4 kitaptan oluşuyor ve ne yazık ki ben hangisi daha iyi diye seçim yapamadığım için 30 Günlük Kitap Meydan Okuması'nın 3. gününü 4. günü ile birleştirmek durumunda kalıyorum.

NOT: Serinin bende ilk iki kitabı mevcut, diğer kitapları ödünç alıp okumuşum demek ki...

18 Eylül 2014

30 Günlük Kitap Meydan Okuması | 2. Gün

Gün 2: Üç kereden fazla okuduğun kitap?

Aslında bu kadar çok okunacak kitap varken, bir kitabı bırakın üçüncüye okumayı, ikinci kez okumaya bile vaktim yok. 

Ama biri var ki; o benim gönlümü ta ben çocukken fethetti. Tabii ki Küçük Prens.
Hatta geçtiğimiz haftalarda bu kitap ile ilgili bir yazı yayınlamıştım bile. Okumak isterseniz buraya lütfen.


17 Eylül 2014

30 Günlük Kitap Meydan Okuması | 1. Gün

30 günlük kitap meydan okumasını severek takip ettiğim Zihnin Arka Sokakları blogu başlatmış. 
Okumaya bu kadar vurgunken, katılmamak olmazdı.


30 gün boyunca yukarıda yer alan görseldeki soruları yanıtlıyoruz, arzu ederseniz kitabı anlatabilir hatta resimleyebilirsiniz.

Şunu da itiraf etmeliyim ki; eğer okuduğum kitapları not ettiğim bir defterim olmasa kesinlikle bu meydan okumaya katılamazdım:)

Gün 1: Geçen yıl okuduğun en iyi kitap?


Aşk 

Kitabı ödünç alıp okuduğum için
kendim fotoğraflayamadım.
Yazar: Elif Şafak
Yayın Evi: Doğan Kitap

AŞK - Arka kapak

(Kitabın 35. sayfasından.)

Bundan uzun zaman önceydi. Bir roman düştü gönlüme. Aşk Şeriatı. Yazmaya cesaret edemedim. Dilim lal oldu, kalemimin ucu kör. Kırk fırın ekmek yemeye yolladım kendimi. Dünyayı dolaştım. İnsanlar tanıdım, hikâyeler topladım. Üzerinden çok bahar geçti. Fırınlarda ekmek kalmadı; ben hâlâ ham, hâlâ aşkta bir çocuk gibi toy...

"Hamuş" derdi Mevlâna kendine. Yani Suskun. Düşündün mü hiç, bir şairin, hem de nâmı dünyayı sarmış bir şairin, yani işi gücü, varlığı, kimliği ve hatta soluduğu hava bile kelimelerden müteşekkil olan ve elli binden fazla muhteşem dizeye imza atmış bir insanın, nasıl olup da kendine SUSKUN adını verdiğini?...

Kâinatın da tıpkı bizimki gibi nazenin bir kalbi ve düzenli bir kalp atışı var. Seneler var ki nereye gidersem gideyim o sesi dinledim. Her bir insanı Yaradan'ın emaneti saklı bir cevher addedip, anlattıklarına kulak verdim. Dinlemeyi sevdim. Cümleleri, kelimeleri ve harfleri... Oysa bana bu kitabı yazdıran şey som sessizlik oldu.

Mesnevi'yi şerh edenlerin çoğu bu ölümsüz eserin "b" harfiyle başladığına dikkat çeker. İlk kelimesi "Bişnev!"dir. Yani "Dinle!" Tesadüf mü dersin ismi "Suskun" olan bir şairin en kıymetli yapıtına "Dinle!" diye başlaması. Sahi, sessizlik dinlenebilir mi?

Bu romanda her bölüm aynı sessiz harfle başlar. "Neden?" diye sorma, ne olur. Cevabını sen bul. Ve kendine sakla.

Çünkü öyle hakikatler var ki bu yollarda, anlatırken bile sır kalmalı.
                                                                                              A. Z. Zahara
Amsterdam, 2007


15 Eylül 2014

New Challange: No Sugar Days!

Gün geçmiyor ki bu insan evladı kendine yeni yeni icatlar çıkarmasın!
Birçok öğrenci için okulun ilk günü, çalışanlar için ise haftanın ilk günü ve sendromun pik yaptığı Pazartesi günü olsa da; benim için bugün Şekersiz Günler'in ilk günü.


Kendime meydan okuduğum bu 30 gün boyunca sadece meyvelerden aldığım şekeri tüketeceğim.

Sonuçları da size 30 günün sonunda bir bir yazacağım.

Bana şans dileyin!



14 Eylül 2014

İzledim | Film: Teenage Mutant Ninja Turtles

Nefis bir Cuma gecesi filmi:)


Yapım:2014 - ABD
Tür: Aksiyon, Komedi, Macera
Süre:101 Dak.
Yönetmen: Jonathan Liebesman
Oyuncular: Megan FoxWilliam FichtnerWhoopi GoldbergMos Def, Will Arnett
Senaryo: Kevin EastmanPeter Laird, Josh AppelbaumAndré Nemec, Evan Daugherty


IMDB Puanı: 6,4 / 10

Ködi Veteriner Kliniği | Minik Dostlarımız için...

Dün en yakın arkadaşlarımdan birinin köpeği yani Badem için Ködi'deydim.
Badem 9 yaşında, cinsi Collie. Rahminde bir sorun vardı, ameliyat oldu ve şu an şükür ki çok iyi... Lale Abla -yani Ködi'nin sahibi- Badem'i 9 yıl önce  sokakta bulmuş, yaralıymış ve tedavisini gerçekleştirmiş. Kader bu ya... Lale Abla Badem'i sahiplendirmek için yuva ararken arkadaşım çıkmış karşısına ve o andan sonra arkadaşım Badem'in annesi oluverdi. Gerçekten ilk görüşte aşk gibi bir şeydi yaşadıkları. Hala da öyle:)
Yani gidip tonlarca para ödemedi herhangi bir pet shopa (Bu arada pet shoplarfan nefret ederim. Tonlarca para verilip "hayvan" alma mantığı bana pek doğru gelmiyor). Badem'in tedavisini devam ettirdi hatta pet shopa sağlıklı bir evcil hayvan için verilebilecek fiyatın mislini ödedi.

Neyse...

Ben sizinle orada hissettiklerimi paylaşmak istiyorum.

Bir kere içeri girdiğinizde şunu çok net hissediyorsunuz ki; bu insanlar bu işi para için yapmıyorlar. Maddiyat ikinci planda. O miniciklerin de "can" olduğunun, "mal" olmadığının farkında olarak özenle tedavi ediyorlar. Bu yüzden klinikte birkaç sokak kedisinin yaşaması da tesadüf değil. :)
Kiminin gözü hasta, kiminin bacağı sakat, kimi de felçli. İnanılmaz sevgi dolu hayvanlar çünkü onları kabul eden veterinerleri de sevgi dolu.

Hatta sizi Cabbar'la tanıştırayım.
Kendisi felçli. 10 yıl önce bulunmuş ve yine yaşatılmak için sonsuz çabalar harcanmış. O zamandan beri de Ködi'de aşağıda gördüğünüz şekilde yaşıyor. Onun yeri ayrı yani...ve inanın hiçbir hayvan kendisini rahatsız etmiyor. Anlıyorlar halinden.


Bakar mısınız şunun tatlılığına? 

Ulaşmak isterseniz;

Ködi Veteriner Kliniği
Çamfıstığı Sokak NO:4/4 Caddebostan - Kadıköy / İSTANBUL
0216 478 07 67

Bu arada KÖDİ'nin açılımı Köpek - Kedi :)

10 Eylül 2014

İzledim | Film: Neighbors

Neighbours - Kötü Komşular


Yapım:2014 - ABD
Tür: Komedi
Süre:97 Dak.
Yönetmen: Nicholas Stoller
Oyuncular: Seth RogenRose ByrneZac Efron
Senaryo: Andrew J. CohenBrendan O'Brien


IMDB Puanı: 6,4 / 10



İzledim | Film: Transcendence


Transcendence - Evrim

Yapım:2014 - ABD
Tür: Drama - Bilim Kurgu
Süre:119 Dak.
Yönetmen: Wally Pfister
Oyuncular: Johnny DeppRebecca HallMorgan Freeman 
Senaryo: Jack Paglen


IMDB Puanı: 6,4 / 10



8 Eylül 2014

İzledim & Okudum | Game of Thrones

Taht Oyunları yani daha bilinen adı ile Game of Thrones izlemeye de okumaya da doyamadığım bir seri.

Şu ana kadar yayınlanan 5 bölüm ve 9 kitap var.
1. Kitap: Taht Savaşları
2. Kitap: Kralların Çarpışması -  Kısım 1
3. Kitap: Kralların Çarpışması - Kısım 2
4. Kitap: Kılıçların Fırtınası - Kısım 1
5. Kitap: Kılıçların Fırtınası - Kısım 2
6. Kitap: Kargaların Ziyafeti -  Kısım 1
7. Kitap: Kargaların Ziyafeti - Kısım 2
8. Kitap: Ejderhaların Dansı - Kısım 1
9. Kitap: Ejderhaların Dansı - Kısım 2



5 Eylül 2014

Avokadolu Kinoa (Quinoa) Salatası

Bugünkü akşam yemeğinin ana konukları, temiz beslenme süper besinlerinden kinoa ve avokado!



Malzemeler: 

- 1 bardak kinoa
- 1 adet avokado

- Kıvırcık salata
- Taze soğan
- Domates
- Limon
- Nar ekşisi
- Kuru fesleğen
- Zeytinyağı

3 Eylül 2014

Temiz Beslenme Düzeninde Yenilmesi ve Yenilmemesi Gereken Gıdalar

Geçtiğimiz hafta temiz beslenmenin ne olduğunu (TIK TIK) anlatan bir yazı yazmıştım.

Gel gelelim bu beslenme düzeninde tüketilmesi ve de tüketilmemesi önerilen gıdalar listesine...



*Görsel Kaynak: emeals.com* 

Temiz Beslenme Piramidi
Temiz Beslenmede Tüketilmemesi Gereken Besinler 
1. Beyaz Pirinç
2. Beyaz Şeker
3. Beyaz Un
4. İşlenmiş, katkı maddeli ve rafine gıdalar 
5. Her türlü fast food
6. Şekerli içecekler (kola, gazoz vs.)
7. Alkol

Temiz Beslenmede Tüketilmesi Önerilen "Süper" Besinler
1. Ananas
2. Avokado
3.Baklagiller
4. Bal Kabağı
5. Balık ; Deniz Ürünleri / Ton balığı, Alabalık, Somon, Levrek, Midye, İstavrit
6. Bitter Çikolata
7. Brokoli
8. Brüksel Lahanası
9. Chia Tohumu
10. Domates
11. Elma
12. Enginar
13. Havuç
14. Ispanak
15. Kahverengi Pirinç
16. Kale
17. Karnabahar
18. Karpuz
19. Kavun - Cantaloupe
20. Kayısı
21. Keten Tohumu
22. Kinoa
23. Kiraz
24. Kivi
25. Kuruyemiş / Ceviz, Badem, Kaju vs.(tabii ki çiğ olarak)
26. Kuşkonmaz
27. Lahana
28. Limon
29. Mango
30. Mantar
31. Muz
32. Nar
33. Pancar
34. Papaya
35. Pazı
36. Portakal
37. Ruşeym
38. Sarımsak
39. Şeftali
40. Tatlı patates
41. Tavuk - göğüs eti
42. Üzüm
43. Yaban mersini - Blueberry
44. Yaban mersini - Cranberry
45. Yer fıstığı ezmesi - Peanut Butter
46. Yeşil Çay
47. Yoğurt
48. Yulaf
49. Yumurta
50. Zeytinyağı

Haydi iş başına, temiz beslenme menüleri oluşturmaya!
:)

2 Eylül 2014

Tembel Kahvaltısı # 2

Yine bir tembel kahvaltısı...








Hazırlama süresi: 5 dakika

- Light sütlü Filtre kahve / Starbucks - Dark Caffé Verona (tabii ki kahve makinesinde yapıldı)

- Nestlé Tropikal Meyveli Müsli ve yoğurt üzerine böğürtlen (1 çorba kaşığı müsli, 1 çorba kaşığı böğürtlen koydum)

Afiyet olsun!