15 Aralık 2014

Gezi Notları | Belgrad - Sırbistan - 2

Yeme ve içmeden ibaret Belgrad gezimizin 2. ve son bölümü ile tekrar karşınızdayım.

2. günün öğleden sonrasında az biraz tatlıya aş erince Belgrad'a gitmeden önce bulduğum Mama's Biscuit House'a uğramak farz oldu.

Biz pastahane gibi bir yer bulacağımızı düşünürken, resmen bir pub bulduk.
Kendi zevkime göre en cici bulduğum şekerlemeleri -biraz da korkuyla- aldım. Yemeden önce şekerlemelerin üzerindeki renklendirme ve şekillendirmeleri pasta şekerinden yapılmış sanmıştım ama büyük bir yanılgıya düşmüşüm. Hepsi bildiğimiz çikolataydı! Ve bu lezzet silsilelerinin kiminin içinde marzipan yani badem ezmesi, kiminin içinde browni, kiminin içinde de kestane şekeri vardı.

Belgrad'da ne yesem diye soracak olursanız, 2. işaret edeceğim nokta kesinlikle burası olacaktır!



Gelelim akşam yemeğine ve herkesin öve öve bitiremediği Dva Jelena Restaurant'a...




Dışarıdan görüldüğü üzere otantik bir restoran. İçi de aynı dışı gibi... Siz yemek yerken 5 - 6 kişiden oluşan ekip müzik çalıyor ve şarkı söylüyor. Sanmayın ki bizim meyhanelerdeki gibi bahşiş almak için kulağınızın dibinde çalsın, hiç öyle bir durum yok. İstek şarkın varsa, söylüyor ve gidiyor.

Yemekleri ise abartıldığı kadar güzel değil ve Belgrad'a göre biraz daha fazla hesap ödeyerek masadan kalkıyorsunuz.


Arkadaşlarımız akıllılık ederek meze siparişlerimizin yanına tavuk ve etten oluşan bir tabak söylediler. B. ve ben ise okuduklarımızdan hareket ile Karajorjeva söyledik. Büyük hata etmişiz, kızartılmış domuz eti bize göre değilmiş. Ben zaten durumumdan mütevellit kokusundan yiyemedim (bkz: sağ üst köşe), B. de tadı ne kadar güzel olursa olsun kokusuna dayanamadı ve bıraktı.

3. günün sabahında kahvaltı için yine otantik bir havası bulunan Question Mark'ı tercih ettik. Girişinde sakın yazı ile aramayın, sadece bir "soru işareti" var.:)
-Hepimiz oraya giderken o kadar acıkmışız ki; dışarıdan fotoğraflamayı unutmuşuz.-
Buranın da fiyatları yine Belgrad'a göre biraz pahalı... 
Ama her Belgrad restoranında olduğu gibi son derece lezzetli ekmekleri var ve porsiyonları da oldukça büyük. Bir de gerçekten şekersiz ve doğal limonata severseniz, burayı da seveceksiniz demektir.

Kahvaltıyı biraz kaçırmış olacağız ki, gün içerisinde içilen biraların, kahvelerin de etkisi ile akşama kadar pek acıkılmadı.


Bisküvili iced latte.
İlk başta kaşık çok komik gelmişti ama içinde yoğun bisküvi katmanı olunca kaşık mecburi araç oldu:)

Akşam yemeği olarak B. ve ben evimizin yakınındaki Burekdzinica Sarajevo'ya gittik. Ispanaklı, kıymalı, peynirli vb. çeşitleri olan böreklerin yanında jogurt içtik. Jogurt süzme yoğurdun hafif sulusu gibi ve çok lezzetli. O jogurttan her gün olsa hiç bıkmadan içerim sanırım.

Hatta böreği o kadar beğendik ki; ertesi gün havaalanına gitmeden önce kahvaltımızı yine börekçiden yaptık.

Bir tatil daha böyle bitti... Darısı diğerlerinin başına.

:)

2 yorum :

  1. böyle gezi yazılarına bayılıyorum okurken sanki bende o anı yaşıyormuş gibi oluyorum. şekerlemelere bayıldım bir tatlı canavarı olarak :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Belgrad'a bir daha gider misin?" diye sorsan, ben de sadece o tatlılar için giderim:)

      Sil