Bu konuda avantajlı olduğum 2 nokta var:
1- İstanbul - Anadolu Yakası'nda oturuyorum ve sahile inişim 5 - 6 dakika sürüyor.
2- Sevgilim de benim gibi bisiklete biniyor:)
Yazın yokuşlu İstanbul yollarından eve çıkarken sıcaktan bayılacak gibi olduğum, kışın ise bisikletimin tekerlekleri yağışlı havada sürüşe müsaade etmediği (bende şehir bisikleti yani city bike var ve tekerlekleri kuru hava şartlarında en iyi performansı veriyor. Yağışlı havada kayıp düşme riskim çok yüksek) için bisiklete binemiyorum. Ama diğer günler... tüm yollar benim! :)
İstanbul'da Bisiklete Binerken Unutulmaması Gerekenler:
1- Bisiklete binerken yardımcı ve koruyucu malzemelerinizi kullanın (bir sonraki yazımda bunların ne olduğunu detaylı yazacağım).
2- Trafik levhası, yönlendirmesi ya da ışıkların bulunmadığı noktalarda sürücülere çok dikkat edin. Nedendir bilinmez geçtiğimiz yıl kendini bilmezin teki ben kaldırımda -hiçbir yayayı rahatsız etmeden- sürerken, herhalde kendi minik anlak dünyası içinde espri yapmaya çalışarak direksiyonu üzerime kırdı. Ne yazık ki içgüdüsel olarak araçtan kaçayım derken, lastiğim kaydı ve bisiklet ile birlikte yerde sürüklendim.
Sürücü ne mi yaptı? Tabii ki bastı gitti!
3- Sahilde (Kalamış - Bostancı arası) bisiklete binerken yayalara da çok dikkat edin. Çoğu kişi ne yazık ki bisiklet yolundan yürünmemesi gerektiğini bilmiyor. Bilse bile kendinden başka hiçbir varlığa saygı duymadığı için umursamıyor, kornayı ya da zili duymadığı gibi sözlü olarak uyardığınızda da bir küfür işitmediğiniz kalabiliyor.
4- Yine sahilde çocuklara daha çok dikkat edin. Çimenlerden birden önünüze fırlayabiliyorlar. İşin kötüsü belli bir hızda gidiyorsanız çocuğa çarpmayayım derken 2 bisiklet çarpışabiliyorsunuz.
Ebeveynlerden yine uyarı geliyor: Yavaş sürün!
Ama burası bisiklet yolu, çocuğunuzu tutun dediğimizde... Yine küfür kıyamet. Çünkü onlar mükemmel ebeveyn ve biz kötü, tü kaka insanlarız.
2- Trafik levhası, yönlendirmesi ya da ışıkların bulunmadığı noktalarda sürücülere çok dikkat edin. Nedendir bilinmez geçtiğimiz yıl kendini bilmezin teki ben kaldırımda -hiçbir yayayı rahatsız etmeden- sürerken, herhalde kendi minik anlak dünyası içinde espri yapmaya çalışarak direksiyonu üzerime kırdı. Ne yazık ki içgüdüsel olarak araçtan kaçayım derken, lastiğim kaydı ve bisiklet ile birlikte yerde sürüklendim.
Sürücü ne mi yaptı? Tabii ki bastı gitti!
3- Sahilde (Kalamış - Bostancı arası) bisiklete binerken yayalara da çok dikkat edin. Çoğu kişi ne yazık ki bisiklet yolundan yürünmemesi gerektiğini bilmiyor. Bilse bile kendinden başka hiçbir varlığa saygı duymadığı için umursamıyor, kornayı ya da zili duymadığı gibi sözlü olarak uyardığınızda da bir küfür işitmediğiniz kalabiliyor.
4- Yine sahilde çocuklara daha çok dikkat edin. Çimenlerden birden önünüze fırlayabiliyorlar. İşin kötüsü belli bir hızda gidiyorsanız çocuğa çarpmayayım derken 2 bisiklet çarpışabiliyorsunuz.
Ebeveynlerden yine uyarı geliyor: Yavaş sürün!
Ama burası bisiklet yolu, çocuğunuzu tutun dediğimizde... Yine küfür kıyamet. Çünkü onlar mükemmel ebeveyn ve biz kötü, tü kaka insanlarız.
3. ve 4. maddeler hafta sonu rastlayabildiğimiz şehir manzaraları olup, hafta içi genelde sahil düzenini bilen insanlar olduğu için bir sorun çıkmıyor.
5- Bisiklet, tekerlekli sandalye ya da bebek arabası için yapılan yokuş kaldırımlara arabasını parkeden bencil ve düşüncesiz insanlara karşı küfür etmemeyi öğrenin. Ne de olsa herkesin belli bir kapasitesi var. Benim yaptığım gibi sileceklerini kaldırın ve nedenini anlamalarını ümit edin.
6- Ne yazık ki Amsterdam'daki gibi bir bisiklet yolu düzenimiz yok. Bu nedenle ara sokaklardan evinize çıkmaya çalışırken ve hali hazırda zaten kaldırıma en yakın ve paralel şekilde bisikletinizi sürüyorken arkanızdan gelen çılgın araba sürücüleri ile kavga etmeyin. Size korna çalmalarına ya da selektör yapmalarına aldırış etmeyin. Dediğim gibi belli bir kapasiteleri var. Durabileceğiniz noktada durun ve geçmelerine müsaade edin.
Yukarıda tüm saydığım detaylar kişisel gözlemlerim olduğu için Anadolu Yakası sahil kısmını baz alarak yazdım. Umuyorum diğer bölgelerde daha farklı ve pozitif yaklaşımlar söz konusudur.
İTİRAF: Geçtiğimiz hafta sahile iniş ve dönüş yolunda tam 4 sürücü durdu ve yol verdi. Teşekkür ettik, yanlarından geçip gittik. İlk kez başıma böyle bir şey geliyor, çok şaşırdım.
Sevgiler,
"bisikletçi abt"
5- Bisiklet, tekerlekli sandalye ya da bebek arabası için yapılan yokuş kaldırımlara arabasını parkeden bencil ve düşüncesiz insanlara karşı küfür etmemeyi öğrenin. Ne de olsa herkesin belli bir kapasitesi var. Benim yaptığım gibi sileceklerini kaldırın ve nedenini anlamalarını ümit edin.
6- Ne yazık ki Amsterdam'daki gibi bir bisiklet yolu düzenimiz yok. Bu nedenle ara sokaklardan evinize çıkmaya çalışırken ve hali hazırda zaten kaldırıma en yakın ve paralel şekilde bisikletinizi sürüyorken arkanızdan gelen çılgın araba sürücüleri ile kavga etmeyin. Size korna çalmalarına ya da selektör yapmalarına aldırış etmeyin. Dediğim gibi belli bir kapasiteleri var. Durabileceğiniz noktada durun ve geçmelerine müsaade edin.
Yukarıda tüm saydığım detaylar kişisel gözlemlerim olduğu için Anadolu Yakası sahil kısmını baz alarak yazdım. Umuyorum diğer bölgelerde daha farklı ve pozitif yaklaşımlar söz konusudur.
İTİRAF: Geçtiğimiz hafta sahile iniş ve dönüş yolunda tam 4 sürücü durdu ve yol verdi. Teşekkür ettik, yanlarından geçip gittik. İlk kez başıma böyle bir şey geliyor, çok şaşırdım.
Sevgiler,
"bisikletçi abt"
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder