2 Eylül 2016

İzledim | Dizi: Mr. Robot

Mr. Robot




Yapım: 2015 - ABD
Tür: Aksiyon - Macera
Süre: 49 Dak.
Creator: Sam Esmail
Oyuncular:  Rami Malek, Christian Slater, Portia Doubleday 
IMDB Puanı: 8,8/ 10


Hem bir siber güvenlik uzmanı hem de hacker olan Elliot'un, süregelen düzene başkaldırmak için katıldığı kurulan fsociety isimli hacker gruba katılması ve zaten karman çorman olan hayatını (ve sistemi) arap saçına döndürmesi.


MimE Notu: Bu yıl izlemeye başladığım açık ara en güzel dizi!

Kurgusu, oyunculukları, hissettirdikleri muazzam.

Sam Esmail ile tanışıp şöyle bir iki sohbet etmek, aklından geçeni nasıl bir zeka ile ekrana aktarabildiğini bir nebze şahit olabilmek için -söz gelimi- bir çok şeyden vazgeçebilirdim sanırım.


Aslında dizi durum itibari ile çok güncel bir konuyu ele alıyor. Mevcut büyük şirketlerin varlığı, sadece insanların değil devletlerin de hem onlardan nasıl nefret edip hem de nasıl bağımlı oldukları mesajları çok net.


İnternetin -burayı yanlış ifade ediyor olabilirim ama bilgisayar mühendisliği, it ve/ya deep web hakkında bilgi sahibi olanlar doğru terimi anlayacaklardır- nasıl bir gayya kuyusu, bu web/bilgisayar tabanlı dünyanın nelere vakıf olduğunu daha özümseyemedim desem yeridir.


Diziyi izlerken çoğu zaman durdurup araştırma gereği hissediyorum çünkü yapmadığım takdirde teknik detaylar nedeni ile boşluklar kalmış gibi geliyor. 




Dizide geçen zaman ve mekan atlamaları çok akılcı kurgulanmış. Ayrıca dizi giriş müziklerinin her seferinde farklı oluşu ve bir melodram edası ile verilişi, üzerinde düşünüldüğünü, sıradan bir zeka ürünü olmadığını izleyiciye kanıtlar nitelikte.


Neredeyse her Amerikan yapımında olduğu üzere burada da castingin çok yerinde olduğu aşikar. Christian Slater'ı da artık iyice dizilerde görmeye başladık ya! Amerikan sinemasının resmi olarak dizi sektörüne kaydığını söyleyebiliriz sanırım. Kendisini evvel ezelden severdim ama Rami Malek (Elliot) ile tanıştığıma çok memnun oldum.



Motion is my Emotion
Rami Malek - Elliot

O insanın içini delen, ürkütücü ama naif bakışları, muazzam kullandığı vücut dili ile umuyorum bu adamı izlemeye hep devam ederiz. Bence Rami Malek'e yılan ol deseler, yılandan iyi kıvrılarak sürünür. O kadar!


Dizide hoşuma gitmeyen bir iki detay var sadece...

Birincisi anlamadığım bir şekilde bu bilgisayar dehası ya da hacker grubu insanlara dizilerde ve filmlerde sürekli siyah kapüşonlu giydirmeleri. Çok klişe buluyorum.
İkincisi uç zihin ve uç hayat detayları sanki diziyi biraz ilgi çekici kılmak için özellikle konulmuş. Örneğin Wellick ailesinin cinsel hayatı çok uçlarda yaşanıyor, dizi ile alakasını henüz çözememekle birlikte şu an izleyiciye "waow ne hayatlar var?!" şaşkınlığını yaşatmak ve süreyi uzatmak için konulmuş algısı yaratıyor.


******************************************************************************

Ben bu yazıyı yazmaya aynen böyle başladım ancak yazıyı bitiremeden 2014 Alman yapımı "WHOAMI - Kein System Ist Sicher" filmini izledim ve dizi hakkında tüm düşüncelerim alt üst oldu!



Motion is my Emotion
WHOAMI

Film ve dizi arasında o kadar çok ortak nokta, o kadar benzerlik var ki; şu an dizinin filmden esinlenilerek çekildiğini düşünmeden edemiyorum. 


Burada biraz spoiler vermek durumundayım:

1. Ana karakterlerin ikisi de silik, toplum tarafından umursanmayan aşırı zeki ve bilgisayar dehası kişiler.
2. Ana karakterlerin dizi ve filmin ana konusuna direkt etki eden mental problemleri, ailevi sorunları var.
3. Ana karakterler yine ve yine siyah kapüşonlu ile geziyor.
4. Her iki yapımda da ana konu sisteme karşı gelme arzusu.
5. Maske kullanımı her ikisinde de gruplar tarafından benimsenmiş.

Bilemedim.


Diziyi izlemeye devam edeceğim kesin ama aynı aşkla olmayacağı aşikar.


Yalnız şunu da kabul etmeliyim. İlk sezonun final bölümünde Christian Slater'ın dünya düzeni hakkında bir söylemi var ki; uzun zamandır böyle doğru düşünce bütününün bu kadar net ifade edildiğine şahit olmamıştım.



Gerçek bir şey var mı?
Şuna bak!
Fantezi üzerine inşa edilmiş bir dünya! Hap adı altında yapay duygular. Reklam adı altında psikolojik savaş. Gıda adı altında aklınla oynayan kimyasallar. Basın adı altında beyin yıkayan seminerler. Sosyal medya adı altında kontrol altında soyutlanmış kabarcıklar.
Gerçek mi?
Gerçeklik hakkında mı konuşmak istiyorsun?
Bu yüzyıl başladığından beri hiçbir şeye yakın yaşamadık. İnsanlığın kalıntılarını sürekli genişleyen çöplüğün içine atarken her şeyi kapattık, pillerini çıkardık ve GDO'lu poşetlerin içine daldık. Dijital ekranlarda bir aşağı bir yukarı inip çıkan, kutuplu numaraları olan şirketlerin markalaştırdığı evlerde yaşıyoruz. Bizi insanlığın görüp görebileceği en derin uykuya dalmamız için hipnotize ediyor. Gerçek bir şey bulmadan, önce epey derine inmen gerek evlat. Bir saçmalık krallığında yaşıyoruz. Senin uzun süredir yaşadığın krallık. O yüzden bana gerçek olmadığımı söyleme. Ben en az o koduğumun Big Mc'inin içindeki köfte kadar gerçeğim.

5 yorum :

  1. Ay daha ilk yazdığın diziyi bile izleyemedim :/ Eve gelip, Rüz ve Çın'la uğraşıp, blog yazınca beynim kendini kapatıyor :/ Benim yerime de izle bari Anlam'cım :) Öptüm!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)
      Çok normal, hep bir koşturmaca halindesin:)
      Duramıyorum ben izlemeden desem? Sanki bir şeyleri kaçırıyormuşum gibi geliyor hep.
      Ben de çok öptüm!

      Sil
  2. Diziyi biliyorum diğer dizilerimle çakıştığı için izleyemedim şimdi sezon açılmadan izlerim bu arada bir yerde okumuştum o kapüşonlar meşhur hacker grubu anonimious a gönderme imiş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne göndermeymiş ama tüm filmlerde, dizilerde aynı model:)

      Sil
  3. Who Am I filmini izlemedim ancak fragmanına bakmıştım, bahsettiğiniz benzerliklerden farklı platformlarda da bahsedilmiş zaten. Öyle olması gerçekten rahatsız edici ve insanın diziye karşı hayranlık duymasının önüne geçecek türden. Bir yandan da Sam Esmail'ın bunu yaparken bir kastı olup olmadığını, farklı bir göndermesinin olup olmadığını da düşünmeden edemedim. Çok bariz çünkü, gözden kaçacak gibi değil, tuhaf bir durum gibi geldi bana. :)

    YanıtlaSil