27 Nisan 2015

Film Meydan Okuması | 8. Gün

8.Gün - Sizi mutsuz eden bir film seçin.


Requiem For A Dream - Bir Rüya İçin Ağıt


Yapım: 2000 - ABD
Tür: Drama
Süre:102 Dak.
Yönetmen: Darren Aronofsky
Senaryo: Hubert Selby Jr.
Oyuncular:   Ellen BurstynJared LetoJennifer Connelly, Marlon Wayans
IMDB Puanı: 8,4/10

1978 tarihli Hubert Selby Jr.'in romanından sinemaya uyarlanan film, tv bağımlısı bir anne ve uyuşturucu bağımlısı oğlunun trajedi ile dolu hikayesi.



MimE Notu: Aslında filmin konusu ne yazık ki yukarıda yazdığım gibi basit değil.
Film gerçekten çok ağır ve vurucu. Her sahne insanın içine işliyor ve yaralıyor sanki. 

Tv bağımlısı dul bir annenin, hayranı olduğu televizyon şovuna çıkmaya hak kazanması ve takıntı haline getirdiği kırmızı elbiseye girebilmek için diyet haplarına hunharca saldırması ve bağımlı oluşu insanı hayrete düşürüyor.


Ellen Burstyn şahane bir oyunculuk sergilemiş. İzlerken acıma ile tiksinme arası bir duygu hissediyor insan. Hoş filmi izlerken sağ olsun yönetmen her sahnede aynı korkunç his ile dolmamızı sağlıyor. (Ek bilgi: 2000 yılında kendisi bu rol ile En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar'a aday oldu)

Jared Leto, Jennifer Connelly ve Marlon Wayans'ın hikayeleri ise bambaşka. Tek ortak noktaları vazgeçemedikleri uyuşturucu. Hayallerinden bile vazgeçiyorlar da, o laneti bırakamıyorlar bir türlü!


Oradan oraya sürüklenen 4 kişinin hikayesi yani...
Ama ne hikaye?
Üzücü, dehşet verici, korkutucu ve hüzünlü....

Film bittiğinde istediğim tek şey en sevdiğim insanlarla, ailemle ve dostlarımla konuşmak, renkli renkli şeylere bakmak, beni en çok mutlu eden şeyleri yapmak oldu. Kısacası kafamı başka şeylerle meşgul etmeye ve filmi unutmaya çalıştım. O kadar ağır geldi ki bana 2. kez izleyecek gücü hiçbir zaman bulamadım kendimde.

Beni en çok üzen film bu mu?
- Evet.
Peki güzel bir film mi?
- Kesinlikle muhteşem! 

3 yorum :

  1. Sara'nın değişimi tek kelimeyle dehşet vericiyidi. Özellikle de filmin son on dakikası.. Hatırlamak bile istemiyorum. Gene ağlamıştım :D Hiç erkekler ağlamaz goygoyuna sığınamayacağım şimdi :p Bu filmi ben dram olarak değil de korku filmi olarak değerlendiriyorum. İzlerken resmen korkmuştum. Genelde insanlar filmi uyuşturucu bağımlılığı üzerinden okuyor ama bence genel bağımlılık ve iletişimsizlik üzerine. Sara'nın televizyona bağımlılığı, gençlerin uyuşturucuya vs. Sabah sabah bu filmin ismini görmek bile moralimi bozmaya yetti :D

    Filmin malum müziğini çalan Kronos Quartet grubu geçen hafta Ankara'ya gelmişti. Ben de gitme gafletinde bulundum. Konserin son şarkısı olarak Requiem for A Dream'i seçmişlerdi. İçim daraldı salondan kaçacaktım çığlık atarak :D Aklıma o son sahne geldi istemsizce.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumlarına kesinlikle katılıyorum. O son sahne hayatım boyunca bir daha karşılaşmak istemeyeceğim tek görüntü olarak aklıma kazındı.
      Bu arada filmin müziği de gerçekten çok çok çok iyi değil mi?

      Sil
    2. Müthişti gerçekten. Aynı kadro, bir diğer Aronofsky filminde, The Fountain'da da çalışmıştı. O filmin şarkılarını da çok severim. Hele Death is the road to awe şarkısı.

      Sil